Merhaba

Hep zor olmuştur benim için selamlama, kime ve ne için ya da hangi samimiyetle? Sıkılgan bir merhaba demek çok bir anlam taşımasa da merhaba... Belki biz bize yazıp okuyacağız, belki de buradan kişisel duygularımı burayı bilenlerle paylaşacağım, o yüzden önce kendime merhaba...







10 Şubat 2011 Perşembe

“Bu Devrim’de GREV VAR!”

Noldu ara mı verdik devrim yapmaya, bu mudur beklentimiz? Ne oldu sistem kavgamız, 3-5 köşe yazarı bizi anlayınca tamammıdr yani? Birileri bu kavgayı nereye çekeceğini mi öğretiyor bizlere, Despotlar tarafından yönetilen bir halkın direnişi de mi yok bizde? Yoksa ara ara sırtımıza çalınan “seçim” balı her derde deva mıdır? Olmadığını kaç kere daha yaşayarak göreceğiz. On-line devrim olmayacağını daha anlamadık mı? Yollara çıkınca, sallayınca ve titretince oynar öküzün başı. Toplanma yerleri ve haberleşmedir buralar, yanıltmasın bizleri, saha burası değildir.

Dünün tecrübelerini bugüne aktarmalı, toplumsal hafızamızı hep canlı tutmalıyız. Basit politik duruşlar ve beklentiler içerisine girmeyecek kadar ulvi bir mücadeleye hazırlanmalıyız...
Ve öfkemizi ve kinimizi suçsuz masumlardan uzak tutmalıyız, kandan arındırmalı, sistemin mağdurlarını hedef alan değil sistemi hedef almalıyız, milliyetçi hezeyanları def edcek bir aklı yaratmalıyız...
Güney’deki bazı çevrelerin süistimal gerçeğini de görmeliyiz, bizler ne kuzeyin maskarası ne de güneyin maşası halinne gelmeden, Kıbrıs Türkü’nün saygı görmesini, aktör olması, erk olabilmesi için direnmeliyiz. 
Sırtımıza geçirilen prangalardan kurtulmak için, hayata tutunmak ve hayatı yönlendirmek için sokakta olmalıyız...
Bizlere pervasızca hakaret edenleri, bir daha edemeyeceklerini anlamaları için, naifce, akıllıca ve korkusuzca ilerlemeliyiz...
Bu köhne düzenin kalbine hançer sokarken, insanların kalbindende bir hançer yarası yaşatmadan, evrensel değerlerimizi çiğnemeden başarabilmeliyiz...
Emeklediğimiz bu dünyada ayağa kalkmak, “varım işte be”, diyebilecek bir azimle, rahat koltuklarımızın, TV kumandalarımızın keyfinden, meyhane köşelerinde devrimden ve dost sohbetlerinde ahkamdan vazgeçerek, başarabiliriz...
Emeğimizi silah yapanlara inat yeni emek yaratabilmek adına, feriştahının geldiğinde vazgeçiremeyeceği büyük adımlar adına ve adam yerine konulmak adına yapmalıyız...
Meclis mücadelesi kapanmıştır, sokak mücadelesinde rengim yoktur, parti bayracıklarıynan gitmeyin be ehali alana, ha TDP bayrağı olmuş fazla ha CTP ha başka bir parti, tek bir sestir ve tek bir arzudur istenen... ÖZGÜRLÜK....

Başımızın dik, üzerinde özgürce dolaşacağımız caddelere varıncaya kadar...

Günün sonunda “bu Devrim’de grev var” dememek için sahayı TC’nin arabulucularına devretmemek için, ve sadece ONURUMUZ için....

2 yorum: