Merhaba

Hep zor olmuştur benim için selamlama, kime ve ne için ya da hangi samimiyetle? Sıkılgan bir merhaba demek çok bir anlam taşımasa da merhaba... Belki biz bize yazıp okuyacağız, belki de buradan kişisel duygularımı burayı bilenlerle paylaşacağım, o yüzden önce kendime merhaba...







24 Mart 2011 Perşembe

Arabulucu – Ortak Akılcılar

Bizde modadır, sanki daha önce hiç düşünülmemişçesine yeni metotlar ortaya çıkardıklarını zannederek arabulucu rolüne bürünürler. Güzel tabi doğru tespitleri yaparak yola çıkmak kaydıyla ve hatta en büyük problemi es geçmeden başlamak gerek ama buna.
Durumdan vazife çıkaranların bundan kendilerine ne pay çıkardıklarını tahlil etmek gerek ara ara…
Kıbrıslı Türkler ilk kez beklide bu kadar çok zincirlerine kırmaya çalışırken, birileri onlara arabulucu formülleriyle o zincirler içerisinde nasıl daha rahat hareket edinilebileceğinin öğretmeye çalışıyorlar sanki bir yerlerden vazifelendirilmiş gibi. Hani bunu daha normal zamanlarda yapsalar anlayacağım.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki yapının temelinin doğru oluşturulmadığına inananlardanım. Temeli doğru yapılmayan bir bina her zaman için aksaklık arz etmeye mahkûmdur. Bu yapı "normal" bir ülkede olması gereken unsurları taşıyor gibi görünse de hal durum ve yaşanılanlar böyle değildir. Bir mimari hata olan Pizza Kulesi gibidir. Kaldı ki pizza kulesi en azından "ilgi" çekmeyi başarabilmiştir!
Herhangi bir ülke düşünün ki, bağımsız olduğunu iddia ediyor ama bu bağımsızlığın gerektirdiklerini asla yerine getirmiyor...
Herhangi bir ülke düşünün ki, kendi merkez bankasının başına bir Kıbrıslı Türk’ü atayamıyor. Bir bağımsız ülke düşünün ki kendi orduları olduğunu iddia edip onları yönetmekten aciz tıpkı komşusu gibi. Ve bir bağımsız ülke düşünün ki kendi kararlarını veremiyor, utanıyor sıkılıyor gerçeklerle yüzleşmekten sürekli kaçıyor.
Bunun bir takım örneklerini bir önceki iktidarlar döneminde de yaşadık. Şimdi vereceğim örnek  çok önemlidir.
Bir Lokmacı barikatı krizi yaşandı bu ülkede. Vatandaşlar tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, sınırlarındaki düzenlemeleri yapamayacak bir insan olarak TC Genel Kurmay Başkanı tarafından medyada ifşa edildi.  Benim o Cumhurbaşkanına oy verip vermememin hiçbir önemi yok, bu siyasal bir kavga değildir, bu iktidarın gerçekten kimin elinde olduğu kavgasıdır. Cumhurbaşkanı olarak seçilen kişinin bir köprüyü kaldırmaktan aciz olduğu, TC Genelkurmay Başkanı tarafından gözümüzün içine batırıla batırıla sokuldu, tıpkı medya önünde şimdiki hükümetin başbakanın maaşının sorulması ve onun da vecap vermesi gibi.
İşte bu haldeki bir ülkede taşları yerine oturtmaya çalışıyoruz.
Bu temeli yıkıp başka bir temel üzerine yeni bir siyaset kurmazsak bu bina yıkılmaya mahkûmdur.
Bu bina bir depremde yıkılacak konumdadır. Bu taşların oturması sancılıdır çünkü bir takım insanlar bunun üzerinden bir takım rantlar elde etmektedir ve bu eğri yapıdan büyük çıkar sağlamaktadırlar.
TC kendi “demokratik açılımlarını” yaparken buradaki sosyal kültürel ve yönetsel açılımlara izin vermek zorundadır. 
Arabulucuların anlaması gereken bu ülkenin gerçek ihtiyaçlarıdır.
Bu ülke artık taşıma nüfusu kaldıramıyor...
Bu ülke artık demokrasiciliği kaldıramıyor, bu ülke artık kapana sıkılmışlığı; üzerindeki 70 milyonun baskısını ve hor görülmüşlüğünü kaldıramıyor.
Hem Avrupa kimlik kartı sahibi olup hem de oryantalizm içinde boğulmaktan hicap duyuyor ve kaldıramıyor.
Tüm bunlara rağmen ben, tüm bu yanlış yapılanmaların düzeltilebilmesi o yürütülebilecek, sürüdürülebilir, arzulanabilen  ekonomiye kavuşabilmek adına ciddi bir dönüşümün mümkün kılınabileceğine inanlardanım. 
Tüm bunlar için yukarda  saydığım değişikliklerin eş zamanlı olabileceği bir ortamda bunlar konuşulabilir ve değiştirilebilir.
Yani Tunus Tunuslularınsa buraların da bizim olduğu gerçeği öncelikli olarak kabul edilmeli, ve buna bağlı olarak da ekonominin istikrara kavuşabilmesi için önlem tedbir ve faaliyetler ile  işbirliklerini geliştirebiliriz ve tartışabiliriz.
Ama sanırım bunlar için devreye girenler ve her daim ortak akıl arayanlar, önce vatanın kime ait olduğunu belirtmek zorundadırlar…
Eğer vatan başkasının fedakârlık bizim olacaksa, ne anlamı kalır ortak aklın, o olsa olsa aklın yolunu bir yapar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder