Merhaba

Hep zor olmuştur benim için selamlama, kime ve ne için ya da hangi samimiyetle? Sıkılgan bir merhaba demek çok bir anlam taşımasa da merhaba... Belki biz bize yazıp okuyacağız, belki de buradan kişisel duygularımı burayı bilenlerle paylaşacağım, o yüzden önce kendime merhaba...







1 Kasım 2012 Perşembe

Transa geçmiş vücutların ŞEKER hapları!


Memleket mi batmış, sürün makyajlarınızı geçirin kafanıza maskeyi saklanın faniler saklanın, Lefkoşa çöp mü içinde, burnumuz boktan kalkmıyor mu, yef, bir kadeh de onun için...
Krizmiş var, güldürmeyin yahu beni ne krizi, ağlama duvarı gündüzleri, gecelerde kriz mriz yok, hatta normalin üzerinde seyir izliyor...
Çıkın cadde’ye geçin dereboyundan adım atacak yer bulmazsınız mazallah...
İçelim faniler...
Kafa yormak ağır iş, yoranlarla dalga geçmek gerek, “sen yordun da ne oldu be amma!” demek lazım...Doğru yoranlara da ne oldu ki!
Camiler kenti Felluce ise, bizim de meyhaneler şehri Gönyelimiz var. Dereboyunda eğlenmezsek orada içeriz. Metre kare başına düşen meyhane sayısı bakkal sayısını geçmiş. Koskoca Gönyeli’de kütüphaneye gidilir sanki (olsa sanki biri gidecek) biz yef çekip içelim...
Yüzsüzlük ayyuka mı çıkmış, iğrençlikler diz boyu mu...Neme lazım hayat Mağusa’da da olanca akışıyla devam eder...Johny’nin roket gibi hambugerinden yeyip, kriz konuşmalarını da rampadan atarız biz...
Krizin kahvesi mi olurmuş, oturmak dururken mis kokulu modern kahvelerde, “eyleme kalkan bir gemi bulamamaktan mıdır acizliğimiz” yoksa kahvenin verdiği kokunun modern hayatımıza enjekte ettiği sosyalleşme arzusu mudur?
İnsanlar gezmeyecek mi yani bir bayramda gazeteler de boşuna hayıflanıyor “kriz zamanı tur talepleri 3’e katlandı diye” ne yani kriz var diye insanlar ayağını yorganından çıkarmasın mı? Ne olacak dönünce ağlarız önce bir gidip kurdeşenleri dökmesinler mi!
Doldur be meyhaneci, doldur da konuşalım, tüketelim içimizi, çıkaralım zehrimizi, kan kusalım içki gecelerinde, sabah olunca ağlarız...
Aç bak sosyal paylaşımını memleketin yarısı CADI olmuş..
Şeker  toplamaya gittiler bütün gece...Şekercikler havalarda uçuştu geceden öte... 
Bal kabakları şerebet saçtılar, “transa geçmiş vücutların, şeker haplarıyla
Ne var yani çocuklara bir cadı bayramını da mı çok gördük! “Yok bre ne alaka” bizimkisi kendi durumumuza hayıflanma!
Yeter ben kabak tadı verdim galiba!

4 yorum:

  1. ağam kurmuşsun yine engizisyonu

    YanıtlaSil
  2. Haşa, bizimkisi gereksiz lafazanlık...

    YanıtlaSil
  3. eee... adı üstünde; bir tutam ahkam işte.. sen kesmezsen, ben kesmezsem, nasıl gelir bu densizler kendine.. birey değil, toplum olarak ilerlemeyi öğrenemedikçe tökezler dururuz işte böyle.. sahi; cadılar bayramı bizim neyimize?..

    YanıtlaSil
  4. Cadılar bayramı değil de şöyle bir cadoloz bayramı yapsak; biz de cadolozu olsak bazılarının...yok yok "Cadoloz Festivali" mesela; hatta "Goncoloz Festivali"
    ...

    YanıtlaSil