Merhaba

Hep zor olmuştur benim için selamlama, kime ve ne için ya da hangi samimiyetle? Sıkılgan bir merhaba demek çok bir anlam taşımasa da merhaba... Belki biz bize yazıp okuyacağız, belki de buradan kişisel duygularımı burayı bilenlerle paylaşacağım, o yüzden önce kendime merhaba...







11 Nisan 2013 Perşembe

Ufuktan Yol Çiziyorum


Kâhin olmuş ufuktan yol çiziyorum hem kendime hem başkalarına. Ulu sesten geliyor ilham hemen giriveriyorum köşeme o “anlatıyor ben not alıyorum” ne diyorsa eksiksiz yazıyorum. “Ulu sesin” sesinden korkup kaçmadan, soru da soruyorum köşemden. Bir adım öteden bir tarafınla gülüyorsun hem aldığın notlara, hem notlardan çıkardığın davranışlara, ne notlar tutuyor ne de yaptıkların…

Kendi geleceğinin ancak kariyer kısmına belki dâhil olursun ama geri kalanına su seni sürüklerse adım atarsın. İç dünyanı saran barikatların devriye nöbetini kendin tutarsın, iki kere daha gidip gelmeyi, mola zamanını ve nöbet değişimi de sana ait. Barikatları yıkmadığın sürece de ancak bunu belirlersin…

En babasından bir kâhin edası herkeste vardır, “bunu böyle yaparsam bu, şöyle olursa şu olur” mübarek satrançta hamle hesabı gibi… Yok, hesabın şaşar, satranç masasında ablos olursun, git gel 10 dakika, hayat da öyle git gel yapar sana o da epi topu 10 dakika. Yıllar sanırsın yıllar da o nefesi 10 dakika tüketirsin, hep o geldiğinde gitmiş olacağın gibi…

Geçip yatman gerekir de bir sigara daha yakarsın, dumanın zehrinden kendine bir “of” çekerek; her nefeste biraz daha tükenerek, dumanın aşkıyla zehri arasında içerken zehri, aşka hep tercih edersin, bitince ağzında kalan acı “bırakamadık bu mereti” dedirtir 15 dakika sonraya kadar.

Kenarında bekleyen de kanarından yiyen de bir köşesinden giriyor bu oyuna, oyunun kurallarının değişkenliği de en az kişininki kadar, bir boşluk olsa da yersin dama taşını, iki kale gibi duran siyahın üstünden atlayarak da, at fil de olur kale de…

Ufuktan yol çiziyorum hem kendime hem başkalarına…

3 yorum: