Meşhur bir laf vardır, zor bir göreve aday olurken insanlar, o işin zorluğunu ve tehlikesini göstermek için ve mevzu bahis iş için “Ateşten gömlek giymek” terimi kullanılırlar.
**
Ülke harap, nereye bakarsan bak, pis bir koku geliyor.Çevresi talan edilmiş bir yurt. Nereye bakarsan bir oyuk. Taş ocakları memleketin altını oymuş, gaminiler etrafı kurutmuş, pisliklerimiz 1950 yılındaki metodalarla saklanamıyor, soluduğumuz hava pis, kirli ve zehirli.
**
Demokrasisi sakat, yarım yamalak bir yapı, bir gecede kurulan partiler, AKP’ye yaranmaya çalışan bir iktidar ve ana muhalefet, AKP için tanrı-tanımazlığı bir tarafa bırakan Marksistler, koltuk gidince demokrasiyi hatırlayan bir her dönemin partisi, "sağı mı gitsem, sola mı gitsem" derken yollarını şaşıranlar, iktidarının iktidarsızlığını övüne övüne anlatan bir Cumhurun başı, askerlerle kol kola yürüyen bir kurucular, bir çok faili meşhur provokosyon, Anayasası delik deşik bir düzen, demokrasinin abur cuburla yenince hazımsızlık yaptığını iddia eden kumandanlar, okullarda nelere ihtiyaç duyulduğunu söyleyen, çalışanları azarlayan bir vali ve fabrikada iş çıkaramayan milletin vekilleri.
**
Ekonomisi bitap, üretemeyen, bir tek tüketen, toplum için ahkam kesip bir tek kendi zümrelerini düşünenler, ne bakanı olduğunu bilmeyen iş bilmezler, her allahın günü zam yapıp “Ne zammı, ben zam mam göremiyorum” diyen zeytinyağları, her allahın günü ekonomik tedbir aldığını iddia eden, ne önlemi aldığını kendisi dahi bilmeyen bir başbakan, bütcesinin battığı, fonlarının uçurulduğu bir idare...
**
Kıbrıs sorununun yumağında bir yaşam; her yıl verilen tarihler, ne olacağım korkusuyla süren bir hayat, bundan ganimeti toplayan bir kesim, ‘adil ve kalıcı bir çözüm’ nakaratından usanan insanlar, şapkalılarla egemenlik, şapkasızlarla federasyon şarkıları söyleyen bir eski başkan, nasıl bir çözüm istediğini ona söyletenlere "peki efendim" diyen şimdiki, bitmek bilmez bir mücadele, yılgınlıklarla dolu ömür törpüsü...
**
Statükoyu yıkacak olanlar, statükoya bağlanıp kalanlar, yandaşlarını doyuran sözde sosyalistler, bir kişiye verilen ve geri dönmeyen trilyonlar, yalaka medyasına dağıtılan cukkalar, kumarhane ve kerhane düzeninden medet umanlar...
Formül bende deyenler, gelince eziyeti tavana çıkaran sözde parti olduğunu sanan"tekke" sahipleri...
**
Kimin malının kime verildiği, onun o malı kime sattığının belli olmadığı ham-hum düzeni, kanser olmamanın şans olduğu, içkinin spor alanlarına sponsor olduğu, paranın nereden geldiğinin bilinmediği, kime gittiğinin belli olduğu...
**
Tüm bunların ışığında ateşten gömlek giymek hafif kalır, yanacak olan göğüs ve göğüs kılları olsa nafile, bunları çözmek okkalı iş ister, o yüzdendir ki bu memlekette bunları çözmek için, değil ateşten gömlek, ateşten don giymek lazım. Bu uğurda neyin yanacağından çok, kurtulursak neyin kurtulacağının bir önemi var çünkü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder