Merhaba

Hep zor olmuştur benim için selamlama, kime ve ne için ya da hangi samimiyetle? Sıkılgan bir merhaba demek çok bir anlam taşımasa da merhaba... Belki biz bize yazıp okuyacağız, belki de buradan kişisel duygularımı burayı bilenlerle paylaşacağım, o yüzden önce kendime merhaba...







24 Ağustos 2011 Çarşamba

Aklınnan oturman!


Öğretilmiş pasifliğin en vurucu 2 kelimesi “aklınnan oturman” lakırdısıdır.
Kıbrıs’lının mevcut sürer durumunu muhafze etmek için “sin da gulle geçsin” politikasına aykırı davranış sergileyenlere hitaben ettiği gerisi çok dolu okkalı bir laftır.
Bu lakırdının da gerisi mi dolu olurmuş demeyin, aslında Kıbrıslı Türkler ilk olarak bu lakırdıyı Kıbrıslı Rumlar için kullanmışlardır. “Aklıynan durmadı urum aha bu hallere geldik” en bildik Kıbrıs sorunununa ilişkin cümleydi uzun yıllar. Çok felsefik olmasa da aslında işte kâh iyi kâh kötü geçinir giderdik olay çıkarttılar bu hale gedik”tir meali.
Kıbrıslı Türklerin bu sürer durumu muhafaza eğilimleri 1974 sonrasında ve 1983’ten sonra da pekişerek devam etti. Devlet memuru isen memuriyetini kaybetme, otur oturduğun yerde, Türkiye büyük devlet hem bizi kurtardılar yapılanlara karşı çıkma, iyi bir işin varsa patrona karşı gelme, siyasete bulaşma vs. diye gider.
Arabacığından memnunsun değiştirme, berber hijyenik değil ama alıştık değiştirme, alıştığın bankaya git, oku büyük adam ol (memur).
Yaşam kavgasını, kavga etmeden geçirmek olarak da özetlenebilen bir hayat serüveni. Biliyorum şu oldu bu oldu denecek ama işte bize onu yaptılar bunu yaptılar, şartlar böyle.
Hep aklmızla oturmamız sağlık verilen bir coğrafyada yapmayanlara deli denmesi de normal tabi.
Ne de olsa oturmazlar akıllarıynan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder