Bize beni anlatabilecek bir cümle duymadım daha, bana ise
kendimi anlatabilecek cümleler kurdum hep yatmadan uykuya iki kala, sabah
uçsunlar gitsinler diye, sabah yattığın yerden kalkıp yüzümü yıkamaya gideceğimi
bildim diye, hep bana beni o saat anlattım dağılıp gitsinler diye.
Gözlerimin içindeki manayı önce ben aradım onlar anlamdan
önce varsa bir yanlışı bulup çıkarayım istedim onlardan önce…
Kimseye göstermediğim ruhumu ara ara açtım bakmak istedim
öylesine orda mı diye, yavaşlatılmış filmlerde bir soğuk kış gecesinde
yavaşlatılmış görüntülerde baktım kendime, çok bencilce, biri onu görecek diye,
sabah hızlandırılmış görüntüye nasıl olsa bakarlar belki diye…
Yalnız gecelerin öyküsünde yakalanan beni, ertesi günden
hep ayıkladım kimseler görmesin diye, zaten yakalandığım andan sonrasına da iki
cigaralık ömür biçtim, ta ki bir gülümseme görene….
Karmaşadan çıkarıp ruhumu serdiğimde, elekte kalanları un
ufak etmeyle geçirdiğimiz bu sayısız “hiçbirşey” emeği, dökseydine dönüştürmekten
de çekindi, hâlbuki arta kalan iki gramdı gerçek olan…
Nafile bekçiliği hasretlere tutsak mı ettim, yoksa
hasretleri nafile bekçiliğine mi bunu bile çözmeyen “ruh” karmaşanın tam da orta
yerinde “işte burada” diyordu, yüzünde gülücüklerle kalbinde batan iğnelerin
alışılmışlığı ile…
O hali perişan; ruhu yatan, kalbi duran, emeği ellerde
bitap, kendine acırken “doğru” bildiklerinde bir kar ortasında kıçı çıplak dımdızlak,
o kadar ki perişan yanında duran mantoya uzanmaktan yorgun, çok mu yaralıydı ki
“sapasağlam”?
Kafası güzel bir Pazar akşamüstünde şaraplarla açan,
haykıran, koşan, oynayan ve hatta çok salakça olacak ama bir insan gibi
yorulan, “çık ortaya ne olur yaralarım iyileşsin diyen” bir şarkıya avaz avaz
eşlik eden “o” bize çok mu uzaktı ki, ben bizi bu kadar uzakta aramışım? Benim olduğumda
yerde “biz” olmayacağını unutarak, bir Pazar akşamüstünde kafası güzel bir
halde…
O kadar derinde bir yerlerde ki, kova ile çekip çekip yorgun
düşen birinin ruhunun “bedeni” ile dalga geçmesi gibi…
O hali perişan…
(s)ayıklamalar..
YanıtlaSil